“e o kadar reklam veriyoruz, niye satış gelmiyor?” haykırışlarına bir sesleniş

Merhaba güzel insan!

Bir işletmen, girişimin, işin var ve bunu büyütmek için dijital çağa ayak uydurmaya karar verdin! İlk başta Instagram’da bir reklam vermek aklına geldi.

Amcanın oğluna sordun, bir arkadaşım bu işlerle ilgileniyor dedi. Eee sen de tanıdık nasıl olsa ucuza da kapatırız bu konuyu dedin ve amca oğlunun arkadaşıyla ayda 300₺’ye dijital pazarlama danışmanlığı(!) konusunda anlaştın.

2 ay sonra hiç bir şey olmadığını fark ettiğin o anda bu işin daha profesyonel olduğunu anladın ve gerçekten bu işe yıllarını vermiş, tecrübeli insanlarla çalışmak istedin.

Bir takım uzmanlara danıştın, onlarda sana bir web sitesi açman gerektiğini söylediler ve hemen 700₺’ye bir uzmandan(!) web sitesi için destek aldın.

Evet! artık her yerde reklam vermeye hazırdın!

Bir ajans ile anlaştın. Sana vaadlerde bulundular. Şunu şöyle yaparız, buradan böyle kaçarız hoop aman şu kadar ciro gelir biz de bunun şu kadarını alırız ama bize birkaç bin lira reklam bütçesi vermen lazım dediler. Sen de tamam dedin çünkü artık hazırdın, inanıyordun!

Her şey çok güzel başladı. Sitene insanlar geliyordu. Reklamlarda iyileştirmeler yapıldı, gerekti bütçeler arttırıldı ama beklediğin etkiyi göremedin. Ajansı sorguladın. Bilmiyorlar bu işi dedin. Ağızın zaten öncesinde de yanmıştı, artık iyice yandı.

Bir daha bu dijital pazarlama vs işlerine güvenin kalmadı.

Peki NEDEN?

Geldik zurnanın çok güzel sesler çıkarttığı, senfoniler çaldığı o yere.

NEDEN?

Bunların hepsini birer başlık altında çok uzatmadan anlatacağım. (Kalanı da meslek sırrı)

1- Yanlış Beklentiler

Her şeyin hemen olmasını istedin. Ürününün, verdiğin hizmetini, mobil uygulamanın mükemmel olduğunu pazardaki en iyi markalarla yarıştığını düşündün. Bu yüzden hemen bu pastadan büyük bir dilime sahip olman gerekiyordu. Belki sahip olacaktın ama doğru planlamayı, doğru yol haritasını ve ihtiyaçları çıkartmadın. Seni hiç tanımayan insanlardan sana güvenip senden hizmet&ürün&abonelik satın almasını istedin. Acele ettin ve beklentini karşılayamadın.

2- Eksiklerin farkına varamamak

Bir yolculuğa çıkmadan önce yanına alacağın çantanı kontrol etmez misin? Eksiklerini belirler onu o çantaya koyarsın ki sorunsuz bir yolculuk olsun değil mi?

Evet, bizim işlerde de böyle. Web sitenizde bazı sayfalar hatalıysa, tasarımı mobil uyumlu değilse ve yavaş açılıyorsa üzgünüm bu oyunu başından kaybettiniz.

Genelde her işletme sahibi markasının bilinen bir marka olduğunu düşünür. Ben bu konuda o kişilere hep web sitesine gelen organik/direct trafiğin kaç olduğunu sorarım ve genelde aylık 100–500 arasında derler. Dürüst olun. Gerçek hayatta insanlar, çevreniz sizi tanıyabilir ama dijital dünyada da böyle olması için çabalamalısınız. Kendinizi insanlara tekrar tanıtın. Ürününüzü tanıtın. Hafızalarında yer edinin ki sizin ürününüze, hizmetinize ihtiyaçları olduğunda sizi de hatırlasınlar.

3- Her şeyin reklamları açtıktan sonra bittiğini sanmak

Evet. Böyle durumlarla şahsen çok karşılaştım.

Ödeme adımlarında yaşanan problemlerden dolayı reklamdan gelen kişilerin satın alma yapamadan siteden ayrılması evet biz danışmanların suçu. Özür dileriz. Bunu size 2348912 kere aktarmamıza rağmen, bu konuyla ilgili profesyonel destek almanızı iletmemize rağmen bir şey olmaz ya diyip ilgilenmemeniz de bizim suçumuzdur ama siz yine de bu konuya dikkat edin mesela.

Müşteri tecrübesi, müşteri yorumları, kullanılabilirlik, hızlı müşteri desteği, hızlı teslimat vb. konular satın alma, üye olma, form doldurma, uygulama indirme gibi beklentilerinizi çoooook önemli derecede etkiliyor bilin isterim.

Kampanyalar için paintten hazırladığınız reklam görseli de dijitaldeki performansınızı çooook önemli derecede etkiliyor mesela.

Web sitenizdeki çoğu üründe stokların bitmesi ama sizin bunu fark etmemeniz de bu performansı çok etkiliyor.

diye uzaaaar gider bu konu.

Kısacası;
- Sadece reklama para harcayarak satış beklemek, boş oltayı okyanusa sallayarak balina yakalamayı beklemek gibidir. Belki tutarsınız. Ama belki :)

Daha önce hiç balık tutmadıysanız, denize balık tutmayı bilenlerle açılın derim :)

Haydi rastgele!

Göktürk